yasak elma muadili monologlar

sen yanına düşlerini alır yarına inersin beni otomatik kapı çarpar düne düşerim...



-“who re u?”
-inanır mısın bende bilmiyorum.

sonsuz tekila;
unutulması gereken ne varsa artık;önce sesin sonrada sırf kafiye olsun diye nefesin.
Dilimi tuzlayıp hafızama limon basıyorum.
Özür dilerim bir türlü öldüremediğim birini seviyorum.
ne kadarı cin ve ne kadarı tonik olduğunu bilmediğim, bardağımdaki buz tanelerinin, serbest salınımlarına duyduğum saygıdan öteye gidemeyecek algı düzeyim biliyorum.
Zaten duygusal zekamı da önemsemiyorum.
İşte yine oluyor; Eski bir aşkın tozu kalkıyor zihnimde yanımdaki de usul usul aşık oluyor farklı dillerde.
Bilincim bulanıyor sanırım birazdan bir imge kusacağım yanımdaki istanbul’u anlatıyor.
durduk yere Boğaz köprüsünden geçiyorum.trabzanlarına tutunup Orhan veli şiiri kusuyorum.:

"İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vurusundan anlıyorum
İstanbul'u dinliyorum."

2 yorum:

bOz dedi ki...

Bu cok baska olmus...iyi ki uzamis cumlelerin

le phenix dedi ki...

doğal ortamım değişti,çok güzel insanlar tanıdım. onların içinden de oldukça dürüst bir eleştirmenim oldu birazda onun sayesinde uzadı cümlelerim eksik olmasın...

Yorum Gönder